Friedrich Nietzsche’ye Göre Felsefenin Babası: Platon

Platon kimdir? Eğer onun hayatı ve felsefesine şöyle bir bakacak olursak: M.Ö. 427 – 347 yılları arasında yaşamış saygın bir Yunan düşünürüdür. Aristokles olarak doğan Platon, atletik vücut yapısı nedeniyle bu isimle anılmıştır. Yüksek soylu bir Atina ailesinden gelen Platon, gençliğinde savaşlara katılmış, spor ve edebiyatla ilgilenmiş, fakat daha sonra felsefenin etkisi altında tüm şiirlerini yakmıştır. Sokrates’in öğrencisi olarak felsefi bilgiyi benimseyen Platon, öğretmeninin ölümünden sonra da onun fikirlerine bağlı kalmıştır. Akdeniz bölgesindeki seyahatlerinin ardından M.Ö. 387 yılında Atina’ya dönerek, Akademos’a adanmış bir bahçede Akademi adını verdiği kendi felsefe okulunu kurmuştur.

Platon, eserlerini genellikle diyalog formunda yazmış ve bu diyalogların merkezinde çoğunlukla Sokrates’i konumlandırmıştır. Sokrates aracılığıyla kendi düşüncelerini ifade eden Platon, zaman içinde Pythagoracılar ve Elealılar’dan etkilenmiş, bu yüzden tarihsel Sokrates ve Platon’un kurguladığı Sokrates arasında farklılıklar oluşmuştur. Platon’un felsefesi, özellikle Eros (aşk) kavramı üzerinden filozofik arayış ve bilgeliğe duyulan heves üzerine kurulmuştur. Bu aşkın doğası, ruhun bedensel arzulardan arınarak, değişmez ve ebedi olan güzellik ve bilgelik formuna ulaşma çabası olarak betimlenmiştir. Platon’un en ünlü diyaloglarından biri olan “Şölen” ve “Phaedrus”, bu temaları işleyen başyapıtlar olarak kabul edilir.

Platon’un düşünceleri, idealizmin ve metafiziksel kavramların temelini oluşturmuş, Antik Yunan felsefesinin ve Batı düşünce tarihinin şekillenmesinde önemli bir rol oynamıştır. Platon’un felsefesi, sonraki dönemlerde Platonculuk, Yeni-Platonculuk, Hristiyanlık, İslam ve Yahudi düşüncesinde, Rönesans’ta ve hatta modern felsefe akımlarında derin etkiler bırakmıştır.

PLATON’UN ESERİ “DEVLET” ve İDEALAR KAVRAMI

Platon’un bilinen en önemli eseri ‘Devlet’tir ve en bilinen kavramı İdealar Teorisidir. Bu teori, bir nesnenin gerçek olarak kabul edilebilmesi için insanın duyusal deneyimine ait bazı sabit, değişmez yönlerin olması gerektiğini savunur. Konuyu bir örnek ile açıklamak gerekir ise şöyle diyebiliriz; masanın üzerinde gördüğümüz bardak aslında bir taklittir asıl bardak İdealar Dünyası’ndadır ve biz onun bir kopyasını deneyimliyoruzdur, bu etrafımızda gördüğümüz her cisim için geçerlidir. Etrafımızdaki cisimler, form, bir kalıp, şablon veya tasarım olarak düşünülebilir.

Platon ayrıca düşünce biçimini sayıların matematiksel sınıflandırılmasında olduğu gibi soyut kavramlarda da evrensel veya ideal olarak görmüş ve soyut nesnelerin varlığını kabul etme akımı olan platonizmi tanımlamıştır. Gottlob Frege ve diğer mantıkçılar, bu sayıların matematiksel soyut nesneler olarak görülmesi fikrini matematik felsefesi teorileriyle ileriye taşımışlardır.

Platon, yaşamının bir döneminde siyasete atılmayı planlamış, ancak Sokrates’in idamı sonrası hayal kırıklığına uğramış ve bilgi arayışına girmiştir. M.Ö. 387 yılında Atina‘ya geri dönerek Akademi’yi kurmuştur. Bu kurum, Batı uygarlığının ilk organize yükseköğretim kurumlarından biri olarak kabul edilir ve ismini, arazisi üzerinde kurulduğu Yunan kahramanı Akademos’tan almıştır. Akademi, 900 yıldan fazla bir süre faaliyet göstermiş ve matematik, geometri, astronomi ve akustik gibi Pisagor etkili dersler sunmuştur. Akademi, Aristoteles gibi pek çok aydını yetiştirmiştir. Ayrıca Platon, Sokrates’in eserlerini yazıya geçirerek bugünlere kadar gelmesini sağlamıştır.

Kaynakça: https://tr.wikipedia.org/wiki/Platon